8 Ocak 2011 Cumartesi

Muhteşem Eleştiriler!

Muhteşem Yüzyıl... Her çarşamba Show TV'de...
Geçtiğimiz günlerde ilk bölümü yayınlanan ve bir anda RTÜK tarafından Kurtlar Vadisi Terör'den sonra en çok şikayet alan ikinci dizi konumuna yükselen Muhteşem Yüzyıl isimli diziden bahsedeceğim sizlere...

Sözüm ona tarihini, ecdadını(!), atasını savunmayı çok seven milletimin cahil insanları, Muhteşem Yüzyıl'da bahsi geçen konuları fazla abartılı ve fazla küçük düşürücü bulmuş! Ben de konuya eğilmek ve şikayetlerimi buradan ulaştırmak istedim. Ama önce dizinin genel çerçevesinden bahsedeyim isterseniz.

Dizimiz Kanuni Sultan Süleyman ve çevresinin yaşadığı "özel" konuları, Harem hayatını, tarihsel kişiliklerin günümüz bakış açısının dışında, o güne göre yorumunu sergileyen önemli ve Türkiye'de daha önce neden böyle konular işlenmiyor dediğim bir eser. Türkiye özellikle sinema ve TV sektörüne uygun tarihsel kişilikler ve olaylarla dolu. Hürrem Sultan ve Kanuni Sultan Süleyman da bunlardan yalnızca bir tanesi. Zaten bu konuyu bilmeyen yoktur. Olay 1500'lerin İstanbulun'da Rusya'dan koparılan ve ailesi Tatarlarca katledilen, Alexandra'nın İstanbul'a yolculuğu ile başlıyor. Alexandra; Hürrem adını alarak devam ettiği bu yolculukta Saray içerisinde ciddi bir güç elde ederek, Osmanlı'da ilk kadın hareketini, daha doğrusu Osmanlı'nın kadınlarca yönetilmeye başlanmasının ilk emarelerini sergiliyor.

Dizimiz de bu konsept üzerine kurulu, olayları ve tarihsel süreçleri Harem, Hürrem ve Saray eşrafı üzerinden işlemeyi önemseyen bir eser. Gelelim eleştirilere; malumunuz lise tarihiyle fazla haşır neşir olaraktan hala okuma oranı Avrupa'nın en küçük devletlerinden bile geride olan cahil milletimin kültürsüz insanları, ömründe sorsanız Hürrem'in geldiği yeri, Osmanlı'da günlük yaşamı, Padişahların saray hayatını bilmeyen, aşırı şovenist duygularla yetişmiş, Osmanlıyı Allah Allah nidalarıyla savaşa giden bir dönem sürekli galip geldiği devletlerce bir dönem sonra rezil rüsva edilen, antlaşmalara boğulan bir olgu olarak tanıyan, Osmanlı hakkında detaylı, kapsamlı araştırma yapamadan önüne konan tarihsel bilgilerin doğruluğuna inanan ama attığında mangalda kül bırakmayıp kendini Osmanlı sanan bu garip, saf, cahil insan güruhu, kalkıp yukarıda da genel hatlarını verdiğim ve danışmanlarca ciddi bir çalışma sonrası oluşturulan bu eseri irdeleme ve eleştirme hakkını kendinde buluyor.

Eleştiri konuları ise çok ilginç;
-Osmanlı Sultanı kadına kıza düşkünmüş içki içiyormuş!
Ee harem bunun için var zaten. Osmanlı Sultanı değil ki sadece dönemin burjuva sınıfında dahi özellikle orta doğuda yaşayan zengin tüccarlarda dahi harem hayatı var. Kaldı ki koskoca Osmanlı Sultanı'nın topkapıda yaptığı bir kaç oynaşma hareketi çok da görülmese gerek. Aslında bu cahiller pek bir savunuyor Sultanları ama bir kaç oynaşmadan da ibaret olmadığını cümle alem biliyor aslında Saray'da olanların... Gelgelelim içki konusu da ilginçtir. Sultan her daim içki içmiştir zaten, hatta denmez mi IV. Murat'ın aşırı içkiden öldüğü, üstelik yasaklamasına rağmen... Sultan -Halife ki yeryüzünün sahibi olarak geçen Zat-ı Şahane, zaten istediğini istediği anda elde edebilen kişi değil mi? Şu halde içkisi, kadını zaten onun gözünde sıradan şeyler.
-Tarihsel diyaloglar yanlışmış, o diyaloglar o günlerde kurulmamış!
Bak şimdi... Daha eleştirmeyi bilmeyen cahil insan kalkmış da o dönemin diyaloglarına laf atabiliyor. Bre cahil sen nereden biliyorsun o günün diyaloglarını? gören diyecek ki tarih profesörü! Aslında işin özü şu; bu diziyi izleyen o garip mahlukat, dizide Sultan'a konduramadığı bir diyalog ya da bir nokta olduğunda yaramaz çocuklar gibi başlıyor bağırmaya! "Bu olmaazzz bu olmaazz bu diyalog geçmedi ki olmadı ki!"
-Koskoca Kanuni'nin ordusuyla aldığı zaferler, başarıları bir kenara itilmişmiş...
Sence bu sadece Saray içerisini işleme konseptiyle hazırlanmış bir dizi olabilir mi cahil? Konuya bir de öyle baksan nasıl olur? sadece Saray içerisinde padişahın ve Hürrem'in hadi bir de Saray eşrafını dahil edelim, yaşadıklarını, özel hayatlarını konu alan formatta bir dizi değil mi bu? Diyeceksin ki sanane Padişah'ın özel hayatından! yoook öyle bir dünya, koskoca cihan padişahının özel hayatı tabiki bizi ilgilendirir. sen şurda kıçı kırık üç beş mankenin bile özel hayatını deli gibi izliyorsun. Hoş zaten beynini bulandıranlar da bunlar ya neyse o konuya girmiyorum. Sultan'ın özel hayatı bizi ilgilendirdiği gibi incelenir de. sonuçta devlet lideri ve tarihe mal olmuş bir kişi.

Bakın aslında diziye gelen eleştiriler sadece bunlarla sınırlı değil daha pek çok konuda sinir edici sığ eleştiriler geliyor. Az önce inceledim Osmanoğlu ailesi de olaya müdahale edecekmiş. Kendi dizilerini çekip ecdadlarının itibarını kurtaracakmış. Yazık! Sizde mi? madem ecdadınızın yıkılan ya da çizilen o itibarını düşünüyorsunuz önce ders kitaplarına müdahale edin! Önce Zat-ı Şahane Vahdettin'in itibarını kurtarın! O Sultan ki küllerinden yepyeni bir ülke doğması için tahtını, tacını, saltanatını bile feda edebilen bir kişilik. Önce onun itibarını kurtarın da sonra daha gerilere gidersiniz sırasıyla!

Gelelim o cahil halka! Bakın, tarihsel olaylar o günün şartlarında ve o günün koşullarında değerlendirilir! Bugünün koşullarında geriye bakarsanız işte böyle yanılgıya düşersiniz! Kanuni ve Hürrem aşkı dillere destan bir efsanedir! o aşk ki üzerine kitaplar, tartışmalar yaratacak kadar önemli ve büyük bir aşktır. Önce o aşkı kavrayın, sonra bir zahmet Osmanlı'da Saray'da yaşanan sosyal hayatı ve Harem'i inceleyin! Okuyun! Araştırın! Sonra da RTÜK gibi basit bir kuruma değil ciddi, önemli platformlarda savunun fikirlerinizi!

RTÜK'e gelince; tahminim diziyi yayından kaldıracaksınız! Olsun, siz alışıksınız yasakçı zihniyete zaten! Ancak komiğime giden bir durum var 2007 yılında Kurtlar Vadisi Terör gibi önemli bir diziyi yayından kaldırdığınızda gerekçeniz etnik ayrılıklar yaratmasıydı. Sonra yerden biter gibi PKK konusunu işleyen diziler, filmler türemeye başladı. Onlara hiçbir zaman müdahale edemediniz. Şimdi bu diziyi de kaldıracaksınız, göreceğiz ki tarihsel buna benzer konseptte pek çok dizi çıkacak ortaya ve siz ses çıkarmayacaksınız. Şimdi sorarım size; bu konuları ilk işleyen öncülerin başı neden kesiliyor da sonrası yoluna devam ediyor? Alışıyor musunuz sonralarında?

Bu dizi bir belgesel değil! Sadece bir dizi! Lütfen dizileri kurgulanmış gerçekler yerine, kurgulanmış eserler olarak inceleyin! haa çok merak ediyorsanız Hürrem'le ilgili, o dönemle ilgili pek çok kitap var bi inceleyin! Ama bırakın da kırk yılda bir izleyeceğimiz kaliteli yapıtları gönül rahatlığıyla izleyelim. Siz gidin Yaprak Dökümü, Aliye, Aşk-ı Memnu, vs izleyin...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder